Sağlık

Aşırı Tuz Tüketimine Dikkat!

Yazan: Dyt. Simge Çolakoğlu – 25 Mart 2017

Sodyum ve klordan oluşan, diğer mineral ve toksik maddelerden arındırılan sofra tuzu, sadece tuzlu tadı değil, diğer tatları algılayışımızı da etkiler. İşlenmiş gıda endüstrisinin kullanmayı sevdiği sodyum klorür, yani tuz, ucuzdur; suyun  tutulmasına izin verir. 

Koruyucu olarak işlev gören ve tadı artıran tuz, fizyolojik olarak ona duyduğumuz ihtiyaçla açıklanabilir. Sinir hücrelerimizin elektrik sinyallerini iletmesinde, kaslarımızın düzgün çalışmasında ve beden sıvımızın dengesinde rol alan sodyum, sofra tuzu halinde, ‘tuzlu’ haricinde tatlı, ekşi ve acı tadı da algılamamıza yardımcı olur.

Gizli tuz tüketiminin farkında mısınız? 
Besinlerdeki acılığı alan ve tatlılığı artıran tuz, bu nedenle kahvaltılık gevrek, müsli, hazır paketli olan tatlı besinler, çikolata, bisküvi, kek gibi hiç olmayacak birçok besinde bulunur. Şöyle açıklayabiliriz: İşlenmiş besinlerdeki tuz seviyeleri azaltıldığında, tüketici onayının ve satın almanın çarpıcı bir biçimde düştüğü birçok çalışmayla kanıtlanmıştır. Kısaca, tuz içeriği azalan ürünlerin tadı sevilmeyip, tüketimi azalmıştır.

Porsiyon başına düşen yüksek tuz oranı, yiyeceklerin neden sevildiğini açıklıyor. Her bir porsiyonda yaklaşık birer gram tuz bulunduran konserveler, turşular, sebze suları, süzme peynir, zeytin, pizza, tütsülenmiş et gibi yiyeceklerin sevilme nedeni aslında tuz. Tüketilen ve istenilen tad algısı bu olunca da, günlük önerilen 6 gram (1 tatlı kaşığı) tuz miktarını aşmak kolaylaşıyor.

Günlük olarak önerilen iyotlu tuz miktarının 5 – 6 gram olduğu ülkemizde aşırı miktarda tuz tüketilmektedir. 

Bölgelere göre farklılık göstermekle birlikte günlük tuz tüketimi, genel olarak önerilenin yaklaşık üç katıdır. Miktar olarak 15 – 18 gramı bulan aşırı tuz tüketimi, kardiyovasküler hastalıklar, böbrek hastalıkları, hipertansiyon, inme ve bazı kanser türlerinin oluşmasına neden olabilmektedir.

Ülkemizde tuz içeriğini azaltmaya yönelik düzenlemeler ile aşırı tuz tüketimi azaltılmaya çalışılıyor. Son yıllarda ülkemizde başta en çok tüketilen besin kaynağımız ekmek olmak üzere, zeytin, peynir, salça ve konservelerdeki tuz içeriği de azaltılmaya başlandı.

Son birkaç yıla kadar sadece iyotlu sofra tuzu kullanılırken, kaya tuzu ve Himalaya tuzu da sofralarımıza girmeye başladı. En çok sorulup merak edilen, hangisinin daha iyi, sağlıklı ve kullanılabilir olduğudur.

Sofra tuzu, yani bildiğimiz tuz, deniz suyunun rafine olması ve iyot katılmasıyla elde ediliyor. Beslenmemize dışarıdan katılan iyot, yetersizliğinde guatr gibi iyot eksikliği hastalıklarına yol açabiliyor. Bu nedenle, tüm dünyada tuzlar iyotlanıyor. Ancak, ülkemizde üç katı fazla tuz tüketimine bağlı olarak iyodu da fazla almış oluyoruz. Bu da, fazla iyodun tiroit bezinin tersine çalışmasını ve eksikliğindeki gibi tiroit bezlerinin büyüyüp guatr hastalığının ortaya çıkmasını sağladığını düşündürüyor. 

Ama biz fazla iyot tüketiminden guatr olmuyoruz. Bunun sebebi, iyodun ışığa duyarlı olması ve ışıkta bozulmasıdır; yani biz bilmeden tuzumuzu cam kavanozda saklayarak, iyodun bozulup kullanılamamasına neden olup, iyodun fazla kullanımındaki zararlardan korunmuş oluyoruz. En sağlıklı önlem, tuz tüketimini azaltmak ve tuzları ışık geçirmeyen kaplarda saklamaktır.

Kaya tuzu, güneş enerjisi ile kuruyan denizlerin bulunduğu bölgedeki tuz dağlarından elde ediliyor. 
Bu kadar kıymetli olmasının sebebi, içindeki minerallerin temizleme işlemiyle kaybolmaması.

Himalaya tuzu, Himalayalardan gelen bir çeşit kaya tuzu; söylenenlere göre, mineral içeriği diğer tuzlara göre fazla, sodyumu daha az olduğu için dikkatimizi çekiyor. Ancak bu fark oldukça az! Himalaya tuzu pembe rengini, içerdiği çok az miktardaki demiroksitten alıyor. Zor elde edildiği ve çıkarılması zahmetli olduğu için daha pahalı olması, tüketim açısından dikkat çekiyor.

Sonuç olarak, önemli olan hangi çeşit tuzu tükettiğimiz değil, ne kadar tuz tükettiğimiz olmalıdır. Bir besinin sağlıklı olması, onu istediğimiz kadar tüketebileceğimiz anlamına gelmiyor. Sağlıklı bir beslenme örüntüsünde her şey kararında tüketilmeli ve fazla tüketimin sağlıksız olduğu bilinmelidir. Sağlıklı diye fazlaca Himalaya ve kaya tuzu tüketmek de sonuçta ‘aşırı sodyum’ alımına sebebiyet verir.

Tavsiyem, elbette ki, şu ya da bu tuzu alın olmayacak. Kendi bütçenize uygun olan tuzu almanız ve tuz tüketimini azaltmaya çalışmanız, sağlığınız adına atılacak başarılı bir adım olacaktır.


Yasal Uyarı: Her hakkı www.superergen.com’a ait olan özgün içerik, Fikir ve Sanat Eserleri ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. https://www.superergen.com adresine çalışır durumda link verilerek alıntı yapılabilir.