Sağlık

Güneşin Göz Sağlığımıza Etkileri

Yazan – Op. Dr. Esra Yelkenci Aydın / Göz Hast. Uzmanı – 4 Haziran 2017

Uzun ve soğuk geçen bir kışın ardından nihayet özlediğimiz bahar mevsimine ve güneşli günlere kavuşmanın sevincinin hepimizi sardığı bu günlerde güneşin tadını çıkarırken UV ışınlarının göz sağlığımıza olan etkilerine bir göz atalım istedim.

UV ışınlarının cilt üzerine yaptığı olumsuz etkilerin çoğu insan tarafından bilinmesine karşılık, UV ışınlarının göz sağlığımız üzerine yaptığı olumsuz etkiler maalesef yeterince bilinmemektedir. Oysa cildimiz ne kadar fazla UV ışınına maruz kalıyorsa, gözümüz de aynı oranda, hatta daha fazla ve sürekli UV ışınlarına maruz kalmaktadır.

Güneş, UV enerjinin doğal kaynağıdır. Öncelikle UV’nin görünür ışık olmadığı, radyasyon olduğu anlaşılmalıdır. UV ışını canlı doku tarafından emildiğinde enerji açığa çıkarır ve bu enerji, hücre düzeyinde çeşitli hasarlara yol açar.

UV ışınları zararlı etkilerini hücre düzeyinde DNA yapısını bozarak gösterirler. Açığa çıkardıkları enerji ile DNA’nın zincir yapısındaki hidrojen bağlarını koparırlar. DNA’nın hasarlanması sonucunda protein sentezi etkilenir ve hücrenin yaşamsal faaliyetleri bozulma gösterir. Bunun sonucunda hücre ölebilir ya da kontrolsüz çoğalan kanser hücresine dönüşebilir.

UV ışınlarını gözde en fazla emen dokular,kornea ve göz içi lenstir. UV ışınlarının pek çok doku üzerine yaptığı hasar kroniktir ve kanser gibi hastalıkların ortaya çıkması yıllar alır. Ancak korneanın UV ışınlarına maruz kalması sonucunda ortaya çıkan fotokeratit, hemen kendini gösterir. Saatler içinde gözlerde şiddetli ağrı, sulanma, göz kapaklarında spazm ve ışık hassasiyeti meydana gelir. Kişi gözlerini açamayacak kadar acı içinde hissedebilir. Fotokeratit oluşumundan sorumlu UV ışınları, güneşten direkt olarak gözümüze gelenler değil, esas olarak çevreden yansıyan UV ışınlarıdır.

Kardan yansıyan UV ışınlarına çıplak gözle 1 saat aralıksız korunmadan maruz kalmak ya da kumdan veya sudan yansıyan UV ışınlarına 6 – 8 saat aralıksız korunmadan maruz kalmak, korneada fotokeratit oluşması için yeterlidir. Bu sürelerin altındaki durumlarda gözlerde hafif, orta dbir rahatsızlık hissi, batma, sulanma ve yanma oluşacaktır.

UV ışınlarına uzun süre maruz kalmanın zaman içinde biriken etkiyle gözde oluşturduğu hastalıklar arasında, saydam göz içi lensin sararması ve katarakt oluşumu, konjonktivada hücresel bozulmanın yol açtığı istenmeyen doku oluşumu (pterjiyum), gözde veya göz kapaklarında karsinom veya melanom gibi kanserlerin oluşumu, göz arkasındaki retina tabakasında yaşa bağlı gelişen ve görme kaybıyla sonuçlanan sarı nokta hastalığının daha erken yaşlarda başlaması sayılabilir. UV ışınlarından doğru ve etkili şekilde korunarak bu hastalıklara yakalanma riskimizi belirgin olarak azaltabiliriz.

Gözlerimizi UV ışınlarından etkin şekilde nasıl koruyabiliriz?

Göz sağlığımız için UV ışınlarından korunmaya mutlaka erken çocukluk döneminde başlamalıyız. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı araştırmaya göre göz dokularımız, hayat boyu maruz kaldığı UV ışınlarının %80’ine, 18 yaşına gelmeden erişmektedir. Buna göre, UV ışınlarından çocuk yaşta korunmaya başlamak, ileriki hayatımızda karşılaşacağımız, örneğin katarakt gibi, bazı göz hastalıklarına yakalanma riskimizi azaltacaktır diyebiliriz. UV ışınlarından korunmak için, açık alanlarda olduğumuz sürece, UVA ve UVB ışınlarını etkin biçimde filtreleyen, güneş gözlüklerinden vazgeçmemeliyiz. 

Bununla birlikte,  özellikle gözün gün içinde en fazla UV ışınlarına maruz kaldığı saatlerde, sabah erken (8.00 – 10.00 arası) ve öğleden sonra (14.00 – 16.00 arası), etkin korunma için sadece güneş gözlüklerinin yetmeyeceğini; gözlükle birlikte önü korunaklı şapka kullanmamız gerektiğini bilmeliyiz. 

Ayrıca hekim olarak, kontakt lens kullanan kişilere UVA ve UVB ışınlarını filtreleyen lensleri tercih etmelerini önerebiliriz. Aynı şekilde, kozmetik amaçlı kullanılan renkli lenslerin de UV ışınlarını bloke edenlerini tercih edebiliriz. Ancak lens kullansak bile, göz kapaklarımızın ve konjonktiva gibi kontakt lensin örtmediği göz dokularımızın UV ışınlarından korunabilmesi için, kontakt lense ilave olarak, güneş gözlüğü ya da korunaklı şapkalardan yararlanmamız gerekmektedir.

Güneş gözlüğü seçerken nelere dikkat edelim?

  • Çerçevenin gözümüze iyice oturmasına, böylece çevreden yansıyan UV ışınlarını da engellemesine;
  • Camın UVB ve UVA ışınlarını %99 – 100 oranında filtreleyecek kalitede olmasına ve
  • Koyu renkli camlı olanları değil, mümkün olduğunca açık renk camlı gözlükleri seçmeye özen gösterelim. Açık renk camlı gözlükler gözbebeğinin küçük kalmasına ve göz arkasına iletilen UV miktarının azaltılmasına destek olurlar.

Sadece camı renklendirilmiş fakat UV ışınlarını filtrelemeyen kalitesiz güneş gözlüklerini kullanmak gözümüze zarar verir mi? 

  • Kesinlikle zarar verir. Kısaca açıklamaya çalışayım; Gözümüzün UV ışınlarından korunmak için doğal savunma mekanizmaları vardır. Işığın parlaklığı arttığında göz kapaklarımız refleks olarak kısılır ve göz bebeğimiz hemen küçülür. Böylelikle göz içi dokularımıza ulaşan UV ışınlarının miktarı azaltılmış olur. Camı koyu renklendirilmiş, ancak UV ışınlarını filtrelemeyen kalitesiz gözlükler,göze ulaşan ışık miktarını azaltarak karanlık ortam algısı yaratırlar. Göze gelen ışık miktarı azaldığında, göz kapaklarımız rahatça açılır ve hatta gözbebeğimiz genişler. Ancak UV ışını görünür ışık değildir ve aynı oranda göz yüzeyine ulaşmaya devam etmektedir ve ne yazık ki, gözümüzün doğal savunma mekanizmaları devre dışı kaldığından, göz içi dokulara ulaşan UV ışınlarının miktarı artmış olacaktır.
  • Sonuç olarak, kalitesiz, UV ışınlarını filtrelemeyen güneş gözlüklerini kullanan bir kişinin göz dokuları, özellikle göz içi lensi ve retina tabakası, dış ortamda hiç güneş gözlüğü kullanmayan bir kişinin göz dokularına oranla, UV ışınlarının zararlı etkisine daha fazla maruz kalacaktır.

Yasal Uyarı: Her hakkı www.superergen.com’a ait olan özgün içerik, Fikir ve Sanat Eserleri ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. https://www.superergen.com adresine çalışır durumda link verilerek alıntı yapılabilir.