Okul Yaşamı

Sınav Dosyası 4 – Çocuğunuzun Sınavı Sizin de Sınavınız!

Yazan: Sibel Şensu – 6 Haziran 2017

Çocuğunuz bütün bir yıl, belki de birkaç yıldır önemli bir sınava hazırlanıyor olabilir. Bunun hepiniz için ne anlama geldiğini, ne kadar önem taşıdığını biliyoruz. Bu süreçte tüm maddi ve manevi gücünüzü kullanarak ona destek olduğunuza eminiz. Ve elbette, bu özel günü en “hak ettiği” şekilde atlatması için dua ediyor olmalısınız. Belki de, hatta büyük olasılıkla, bu özel gün sizin için, çocuğunuz için olduğundan çok çok daha önemli bir gün!! Ve belki de, hatta büyük olasılıkla, bazılarınız, çocuğunuzun bu “büyük” günü neden pek de öyle ciddiye almıyor olduğuna şaşırıyorsunuz. Aslında yanıtı çok basit! Deneyim denen ve yıllar boyu yaşananlarla oluşan o birikime çocuğunuz henüz sahip değil. Kısacası “başına geleceklerden habersiz!!”

Siz şu ana kadar elinizden geleni yaptınız, buna inanın. Çok daha fazlasını yapmış olabilmeyi isterdiniz belki de… Maddi olarak ya da daha fazla zamanınız olsaydı… Ya da daha “sizin istediğiniz gibi” bir çocuğunuz olsaydı, ah neler yapardınız!! Ama geldiğimiz durum bu! Bunu kabul etmek ve mevcut durumumuzla barışmak zorundayız artık.

Şunu bilin ki, çocuğunuzun sınav günü, sizin de sınav gününüz! Nasıl mı? Elbette, matematik ya da Türkçe bilgileriniz ölçülmeyecek. Sınava girmek üzere kapıdan girerken arkasından bakakaldığınız o masum, deneyimsiz, heyecanlı ve kaygılı insan yavrusunu hayata hazırlarken, siz de ebeveynlik sınavlarınızdan yeni bir tanesini daha vermektesiniz. 

Kendi sınavınızda başarılı olmanız için işte size birkaç ipucu;  

1. Ona yardımcı olmak için yanında olduğunuzu hissettirin.

Bazı ebeveynler sakinlikleri ve çözüm odaklı tavırları ile çocuklarına güven vermeyi başarırlar.
Hazırlanma sürecinin yanı sıra o “büyük” gün tüm ailenin heyecanlı olduğu ve bir gece önce zorlukla uykuya daldığı bir gündür. Bunu çocuğunuza belli etmeyin. Siz, ondan daha gergin, telaşlı ya da kaygılı olmayın. Tam tersine, olabildiğince doğal ama elbette durumun ciddiyetinin farkında olarak davranın. Yolda ya da kapıda çıkabilecek bir sorun durumunda, çözüm için hazır olduğunuzu, siz ve çocuğunuz bilsin. Onun deneyimsizliği nedeniyle aklına gelemeyebilecek sorunları, siz önceden düşünmeye ve bunlara karşı hazırlıklı olmaya çalışın. Varlığınızın güvenini hissettirin.

2. Olumlu davranın.  

Çocuğunuz size, öğretmenlerine veya arkadaşlarına karşı kendini kanıtlama hissi içinde, gergin ve kaygılı olabilir.
 Bazı çocuklar için başarı çok daha önemlidir. Bazıları ise sizi sinirlendirecek kadar umursamaz olabilir. Özellikle gergin çocuklara karşı olumlu bir tutum içinde olun. Hissettikleri baskıyı hafifletecek sözler ve tavırlar onları rahatlatacaktır. Ev içindeki atmosferin olabildiğince pozitif olmasına gayret edin. “Böyle giderse kesinlikle kalırsın.”, ya da “Önceki sonuçların berbat olduğunu unutma!” gibi olumsuz cümlelerden kaçının. Bununla birlikte, olmayacak ümitler de vermeyin. Doğru çalışma yöntemlerini kullanarak yeterince çalışması gerektiğini ve “hedefine” ancak bu sayede erişeceğini bilmesini sağlayın. Dinlenmesine ve eğlenmesine, gerginliğini hafifletecek aktiviteler yapmasına mutlaka fırsat yaratın.  

3. Doğru beslenmesini sağlayın. Bazı çocuklar stres dönemlerinde yemeden içmeden kesilirken, bazıları aşırı abur cubura merak salarlar. Her ikisi de sağlıkları açısından zararlıdır. Ebeveyn olarak dengeli beslendiklerinden, meyve ve sebzeyi bolca tükettiklerinden emin olun. Bol su içmelerini sağlayın. Zaman zaman sevdikleri, onları rahatlatan yiyecekleri yemelerine izin verin. Örneğin arada bir yenen dondurma, pizza veya bir dilim çikolatalı kek mutlu hissetmelerini sağlayabilir ve gergin dönemlerde onları rahatlatabilir. Uzun çalışma saatlerinde ceviz, fındık, kuru üzüm gibi yemişler ya da hafif kakaolu bir bardak süt enerji verebilir. 

4. Kendinize hakim olun.

Gün gelecek kendinizi avaz avaz bağırmamak için zorlanırken bulacaksınız.
 Aklınıza, çocuğunuz için yaptığınız her türlü maddi ve manevi fedakarlık gelecek. Oysa karşınızda aklı bir karış havada, umursamazca yüzünüze bakan ya da cevap veren bir ergen bulacaksınız. Böyle bir anda, ortamı hemen terk edin, banyoya girip kapıyı kilitleyin, aynada yüzünüzün aldığı şekle bakın, derin derin nefes alın, yüzünüze su çarpın, bekleyin, bekleyin, bekleyin ve sakinleşin.

O anda bunları yapmak yerine bağırıp çağırmaya başlamak, emin olun hiçbir sorunu çözmeyecektir. Çocuğunuz, o an size hiç öyle gelmese de, stresli bir dönem yaşamaktadır. Ne kadar sakin olursanız bu dönemi o kadar rahat atlatırsınız. Sorunlarla baş ederken esprili olmaya, şakalar katmaya, ufak takılmalar ile ortamı yumuşatmaya çalışmak çok daha iyi bir seçenektir. Biraz sakinleşip geri geldiğinizde bunu başarabildiğinizi göreceksiniz.

5. Stresle başa çıkma tekniklerinden yararlanın.  Bu zor bir süreçtir, evet! Sadece çocuğunuz için değil, sizin için de çok zor bir süreçtir! Kendinize değer verin ve kendinize yardım edin, hatta gerekirse yardım alın. Profesyonel birinden yardım alabilirsiniz. Bununla birlikte, şanslı olduğumuzu zaman zaman unuttuğumuz güzel ülkemizde, aile bağları, dostluklar, hatta parkta bir bankta yan yana oturduğumuz tanımadığımız biri bile yardım alacağımız biri olabilir. Sıkıntılarınızı anlatın, paylaşın. Bu dönemi yaşayanlarla konuşun, dertleşin, fikir alın ve fikir verin. Sevdiğiniz uğraşlara, bu dönemde her zamankinden daha da çok zaman ayırın. 

Çocuğunuzu kurs kapısında beklerken kulaklığınızla Vivaldi’nin “Dört Mevsim”ini dinleyebilir, çok satan kitaplardan birini okuyabilir, parkta dört tur atabilir, sevdiğiniz bir kafede bir orta şekerli Türk kahvesi içebilir ya da sesini duymaktan hoşlandığınız bir arkadaşınızı arayabilirsiniz. Yeter ki kendiniz için bir şey yapın! Çünkü bu yıl sadece çocuğunuzun değil, sizin de hayatınızdan geçip giden ve asla geri gelmeyecek yıllardan biri. Ve siz ne kadar “iyi” olursanız başkalarına da o kadar yararlı olabilirsiniz.   

6. Aile sorunlarını sessizce halledin.

Aile sorunları ve eşler arasındaki sorunlar evlilik devam ettikçe mutlaka olacaktır. Bu çok normaldir, bir hastalık durumu değildir. Önemli olan, sorunları uygarca, uzlaşarak çözebilmeyi becerebilmektir. Bazen sesler yükselir, sonradan pişman olunacak sözler sarf edilir, yüzler asılır, kapılar çarpılır. İnsanlar daima mükemmel, anlayışlı ve olgun olamazlar; bu sadece Uzak Doğudaki gurulara özgü bir yetenektir.

Yine de bu “özel” yıl içinde olabildiğince aile sorunlarını çocuğun işitme mesafesinden uzakta halletmeye çalışın.  Çocuklar, ebeveynler arasındaki tartışmalardan tahmininizden daha fazla kaygılanırlar, çünkü henüz sevenlerin de tartıştığını ve uzlaşabildiğini deneyimlememişlerdir. Zaten stres altında olan çocuğunuzu, bu yeni kaygılarla uğraştırmayın. Evde mutlu bir hava yaratmaya çalışın. Sorununuzu evin yakınındaki çay bahçesinde çözün. Hem hava almış hem de yıllar öncesini hatırlatan romantik bir saat geçirmiş olursunuz.

7. Sınav günü gelip çattığında…

Güne sakin bir şekilde başlayın. Çocuğunuza gülümseyen bir yüzle başarılar, iyilikler dileyin. Kendisine güvenmesini sağlayacak sözler söyleyin. Sınavdan çıktığında çok fazla soru sormaktan kaçının. Bazı çocuklar mutsuz, hatta ağlayarak çıkarlar. O saate kadar biriktirdikleri tüm güçleri bir anda boşalabilir ya da bekledikleri performansı göstermediklerini düşünebilirler. Mahçup olduklarını sanabilirler, hayal kırıklığına uğrattıklarını düşünebilirler. İçiniz kan ağlasa da sakin olun, ona sevginizi ve her şeye rağmen sizin için ne kadar değerli ve önemli olduğunu gösterin. Onu motive edin. Bu günün hayatının ne ilk ne de son günü olduğunu, sadece günlerden biri olduğunu söyleyin. Duygularını hafife almayın ve elbette alay etmeyin. Onunla empati kurun ama onunla birlikte dalgalı bir suda sürüklenip gitmeyin. Siz de hayal kırıklığına uğramış olabilirsiniz ama bunu belli etmeyin, ona kızmayın, küçümsemeyin. Dümen sizde olsun, bu çalkantılı durumdan onu çıkarmak sizin görevinizdir! 

8. Sınavdan sonra…

Mümkünse sınav sonrasında dinlenme, eğlenme fırsatı yaratın. Belki, olabiliyorsa, bir tatil iyi gelebilir. Ya da güzel bir yemek veya birlikte gidilecek bir sinema. Sevdiği ve daha önce zaman bulamadığı için yapabileceği bir aktivite. Belki arkadaşları ile bir buluşma. Kısacası, rahatlaması için ona fırsat tanıyın.

9. Sonuçlar açıklandığında…

Bazen her şey tam da hayal edildiği, hedeflendiği gibi gider!
 O zaman tüm ailenin bütün bu çabayı hep beraber kutlamasından daha güzel ne olabilir! Çocuğunuzun başarısından gurur duymasına fırsat vermelisiniz. Hedef koymanın ve o yolda yapılması gerekenleri yaparak sonuca ulaşmanın hazzını yaşamasını sağlamasınız. Bu sonuç bütün hayatı boyunca yürüyeceği yolun ufak bir başlangıcı olabilir.

Ama her zaman umulan sonuçlar elde edilemeyebilir. O zaman birlikte oturmak, durumu değerlendirmek, nedenleri ortaya koymak ve geliştirilmesi gereken konuları saptamak gerekir. Bu yaş grubunda bu tür konuşmaları yapmak her iki taraf için de kolay olmaz. Sabır, hoşgörü, anlayış, olgunluk göstermesi gereken taraf ebeveynlerdir. Bu sizin yeni bir sınavınız olacaktır.

Asla unutmamanız gereken bir konu da, akademik başarının hayattaki başarı ile birebir örtüşmediği gerçeğidir. Her çocuk farklı bir cevherdir. Ebeveynlere düşen çocukları içindeki fark edilmeyi bekleyen cevheri ortaya çıkarmak ve çocuklarına o yönde gelişme olanakları sağlamaktır. Onlar da, aynen bizler gibi, mükemmel değildirler. Her şeyi birden çok iyi yapamazlar, ama bazı konularda şaşırtıcı derecede iyidirler. Öyle iyidirler ki, onları gururla izlemekten daha fazla haz veren hiçbir şey yoktur!

Sınavını başarıyla atlatan ebeveyn, işte o özel cevheri keşfedebilen ve parıldamasını sağlayabilen ebeveyndir.

KAYNAKLAR:

http://www.qualifax.ie

http://www.bbc.com/news/education-37175844

https://www.theguardian.com/education

https://essentialfrench.ie/2011/04/parents%E2%80%99-role-at-exam-time

http://www.udgamschool.com/role-of-exams-in-reducing-exam-stress

Yasal Uyarı: Her hakkı www.superergen.com’a ait olan özgün içerik, Fikir ve Sanat Eserleri ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. https://www.superergen.com adresine çalışır durumda link verilerek alıntı yapılabilir.