Arşiv

Türk Dil Kurumu Kuruluş Günü Kutlu Olsun

Yazan: Sibel Şensu – 12 Temmuz 2017

Bugün Türk Dil Kurumu’nun kuruluş günü… Bu vesileyle Süper Ergen’de bu önemli kurumun kuruluş öyküsünü ve kültürel hayatımızdaki önemini vurgulamak istedik. 

Dil, ses veya ses gruplarından oluşan “insana özgü” bir iletişim aracıdır. Bu ses grupları aracılığı ile nesneleri, olayları, duyguları, düşünceleri, kısaca her şeyi hayalimizde canlandırabiliriz. Dünyanın dört bir köşesine yayılmış insanların tek bir hayali 6000’den fazla farklı ses grubu ile dile getirebildiği söylenmekte. Millet kavramını araştıranlar ise dili ve onun aracılığı ile ortaya çıkan kültürü, milleti oluşturan temel unsur olarak açıklarlar. Dil, toplumun iletişim kurması yanı sıra bu iletişim sonucu doğan kültürün sonraki kuşaklara aktarılmasını sağlayan sosyal, yaşayan, canlı bir varlık olarak da kabul edilmektedir. 

Sadece ülkemizde bile, çoğunluğun konuştuğu dil Türkçe olsa da, insanların 30 kadar farklı dil ile dertlerini anlattıklarını, bununla birlikte, dünya nüfusunun %3 kadarının Türkçe konuştuğunu çeşitli kaynaklardan öğreniyoruz. 

Atatürk, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren toplumun tarih ve dil konusundaki özgüveninin artırılması gerektiğini düşünür ve bu iki konuyla özellikle ilgilenir. Türk Dil Kurumu, yani o zamanki adıyla Türk Dili Tetkik Cemiyeti, 12 Temmuz 1932’de Atatürk’ün talimatıyla, özgür ve özerk bir dernek olarak kurulur.

Cemiyet kurucuları, hepsi de milletvekili ve dönemin tanınmış edebiyatçıları olan Sâmih Rif’at, Ruşen Eşref, Celâl Sâhir ve Yakup Kadri olup kuruluş amacı, “Türk dilinin özgüzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek” olarak açıklanır.

Türk Dil Kurumu’nun başlangıçtan beri iki ana çalışma alanı olduğunu görüyoruz. Bunlar, “Türk dili üzerinde araştırmalar yapmak, yaptırmak ve Türk dilinin güncel sorunlarıyla ilgilenerek çözüm yolları bulmak” olarak açıklanmaktadır.
 

Türk Dil Kurumu web sitesinden aldığımız bilgilere göre, “Atatürk’ün kendisi de Türk dili üzerindeki yerli ve yabancı araştırmaları incelemiş, dönemindeki bilginleri Türk dili üzerinde araştırmalar yapmaya yönlendirmiştir. Türk dilinin en eski anıtları olan Göktürk yazılı metinlerin ilk iki cildi onun sağlığında yayımlanmış; 1940’larda yayın hayatına çıkabilen Dîvânu Lügâti’t-Türk, Kutadgu Bilig gibi eserler üzerinde de yine onun sağlığında çalışılmaya başlanmıştır. Daha sonra birçok cilt hâlinde ortaya çıkacak olan Tarama ve Derleme Sözlüğü’yle ilgili çalışmalar da Atatürk’ün sağlığında başlamıştır. Tarama Sözlüğü, 13. yüzyılda başlayan Batı Türkçesinin eski eserlerinin taranmasıyla; Derleme Sözlüğü, Anadolu ağızlarında kullanılan kelimelerin derlenmesiyle oluşturulmuş büyük sözlüklerdir. Çağdaş Türkçenin grameri, sözlüğü, imlâsı ve terimleriyle ilgili çalışmalar da Atatürk tarafından ilgiyle izlenmiştir”. 

Atatürk’ün, ölümünden kısa bir süre önce yazdığı vasiyetname ile, özgür ve özerk birer dernek olarak çalışmalarını sürdürebilmelerini sağlamak amacıyla, mal varlığını Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu’na bıraktığını öğreniyoruz. 

Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulduktan sonra hızla Türk dilinin sadeleştirilmesi, Farsça ve Arapça sözcüklerden temizlenerek yerlerine Türkçe sözcükler bulunması çalışmaları başlar. Bu amaçla tüm toplumu kapsayan, herkese açık, anket benzeri bir yaklaşım benimsenir. Arapça ve Farsça sözcüklerden karşılık aranacak olanlar listeler halinde radyo ve gazetelerde yayımlanır, tüm yurttaşlardan bunlara karşılık olabilecek sözcükler önermeleri istenir. Önerilen sözcükler gazetelerde sütunlar halinde yayımlanır ve gazetecilerden bunlar arasından beğendiklerini yazılarında kullanmaları istenir. Her ilde bir ‘Dil Heyeti’ kurulur. Çoğunluğu öğretmenlerden oluşan derleyiciler, derledikleri sözcükleri fişlere yazar ve merkeze gönderirler. Heyecan verici bir çalışmanın izlerini okuyoruz tarih anlatanlardan… Bu çabalar karşılıksız kalmaz ve Türk dili giderek sadeleşir, halk ile aydınlar arasındaki dil uçurumu küçülür. Bu arada zorla dile katılmaya çalışılan sözcükler benimsenmeyerek kendiliğinden yok olup giderler.  

Günümüzde, Türk dili ile ilgili herhangi bir sorumuz olduğunda güven duyarak ilk başvurduğumuz kaynaklardan biri www.tdk.gov.tr, yani Türk Dil Kurumu’nun resmi web sitesidir. Türkiye Türkçesinin sürekli geliştirilerek güncellenmesi kurumun asıl işlerinden biridir. Türkçe Sözlük’ün 2011‘de yayımlanan son baskısında 122.000 civarında sözcük yer almış, Yazım Kılavuzu’nun son baskısı 2012 yılında yayımlanmıştır. İlköğretim müfredatına göre seçilen 11.630 sözcüğün tanım ve anlamlarının yer aldığı “İlköğretim Okulları için Türkçe Sözlük” ve “İlköğretim Okulları için Yazım Kılavuzu”nun güncellenerek yayımlanması da Türk Dil Kurumu’nun sorumlulukları arasındadır. Kurum, zengin bir araştırma kütüphanesi olması sayesinde Türkiye’nin önde gelen araştırma ve kültür kurumlarından biri olarak kabul edilmektedir.

İngilizce computer yerine bilgisayar, selfie yerine özçekim, deep freeze yerine derin dondurucu, aktivite yerine etkinlik, ambulans yerine cankurtaran, garanti yerine güvence, anarşi yerine kargaşa, muallim yerine öğretmen, mektep yerine okul, imtihan yerine sınav gibi birçok sözcüğün Türk Dil Kurumu tarafından önerilmiş, toplumca benimsenmiş ve dilimize yerleşmiş olduğunu biliyor musunuz?
 

Dilini düzgün kullanan, zenginleştiren toplumlar kültürel olarak da ilerlerken dilin yozlaşmasının kültürel çöküşe yol açtığını ve bu bağlamda, ülkemizin geleceği açısından Türk Dil Kurumu’na çok önemli bir görev düştüğünü görüyoruz. 

Kuruluş günü kutlu olsun!

NOT:

Eski varlığını tümüyle unutturarak dilimize yerleşen türetmeler:


alışkanlık: itiyat, anıt: abide, anlaşma: itilaf, antlaşma: muahede, aracı: mutavassıt, artı: zâid, ayrıcalık: imtiyaz, ayrıntı: teferruat, azınlık: ekalliyet, basınç: tazyik, başarı: muvaffakiyet, bencil: hodbin, çağrışım: tedâi, çelişki: tenakuz, çoğul: cemi, danışma: müşavere, dayanışma: tesanüt, denge: muvazene, dönüş: avdet, eksi: nakıs, emekli: mütekait, gerekçe: esbâbı mucibe, girişimci: müteşebbis, gözlemci: müşahit, ılımlı: mutedil, ilerleme: terakki, iyimser: nikbin, karamsar: bedbin, kavram: mefhum, nicelik: kemiyet, nitelik: keyfiyet, oran: nisbet, orantı: tenasüp, önerge: takrir, önermek: derpiş etmek, özet: hulasa, sakınca: mahzur, saldırgan: mütecaviz, sınırlamak: tahdit etmek, subay: zabit, tekel: inhisar, uçak: tayyare, ünlü: maruf, üretim: istihsal, veri: muta, yakıt: mahrukat, yazar: muharrir, yürürlük: mer’iyet.

Eski ve yeni şekilleri birlikte kullanılan örnekler:

algılamak: idrak etmek, anı: hatıra, anımsamak: hatırlamak, ayraç: parantez, ayrım: fark, bağnazlık: taassup, bellek: hafıza, bilim: ilim, birey: fert, çaba: gayret, çözümlemek: tahlil etmek, doğa: tabiat, duyarlı: hassas, eğilim: temayül, esin: ilham, güven: itimat, güvenlik: emniyet, ilgi: alaka, izlenim: intiba, kalıt: miras, koşul: şart, kurul: heyet, neden: sebep, olanak: imkan, olumlu: müspet- pozitif, olumsuz: menfi – negatif, ölçüt: kıstas, öneri: teklif, örgüt: teşkilat, özveri: fedakârlık, sakınca: mahzur, sorun: mesele, sözcük: kelime, yadsımak: inkar etmek, yasa: kanun, yerleşke: kampus.

KAYNAKLAR:

  1. www.tdk.gov.tr
  2. Erenoğlu D. A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi 2008; 36;  65-80.
  3. Tıraş YC, Ertürk Hİ. Türk Dili Devrimiyle Birlikte Türkçenin Kazanımları. J Turkish Language & Literature 2015; 1(2): 205-220.
  4. Akalın ŞH. Atatürk Döneminde Türkçe ve Türk Dil Kurumu. Türk Dili 2003; 607:1-58.

Yasal Uyarı: Her hakkı www.superergen.com’a ait olan özgün içerik, Fikir ve Sanat Eserleri ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. https://www.superergen.com adresine çalışır durumda link verilerek alıntı yapılabilir.