Okul Yaşamı

Galatasaray Lisesi

Yazan: Orkun Usta – 10 Temmuz 2017

Ülkemiz gençleri ilkokul hayatından liseye geçiş yaparken kapsamlı bir değerlendirme imkânı bulamayıp, salt taban puan kıyası ile öğrenim süreçlerine yön vermek zorunda kalmaktadır. Zira 13 yaşına gelmiş olan bir gencin lise hayatına dair ön tecrübeler kazanması için bir mekanizma henüz eğitim sistemimiz içinde bulunmamakta. Bu sebeple de okuduğunuz yazının temel işlevi, bahsi geçen eksikliği gidermek, 4 yıldır eğitim gördüğüm Galatasaray Lisesi’ni size tanıtarak bu zor kararın yükünü bir nebze de olsa azaltmaktır.  

Lisenin eğitim geçmişi hatalı bir şekilde 1481 yılında kurulan ‘’Galata Sarayı Ocağı’’ gibi eski bir tarihe kadar dayandırılır. Ancak günümüzde faaliyet gösteren mektebin, tarihi darülşifa (hastane) ve medrese ile bağlantısı pek azdır. Ancak günümüz Mekteb-i Sultani’si (Galatasaray Lisesi’nin tarihsel adıdır ve yabancı dillerde “İmparatorluk Okulu’” olarak da anılır) 1868’de kurulur. Batılılaşma olgusu Osmanlı aydın tebaası içinde gittikçe önem kazansa da, İmparatorluk sınırları içinde sağlıklı bir şekilde Batılı kurum ve fikirleri ülkemize taşıyacak kişi ya da enstitüler bulunmamaktaydı. Türk kültürünün içinde bulunduğu medeniyetin batıda tanımlanması gibi önemli bir mevzu da Anglo-sakson, Gregoryen ya da Rum Ortodoks okullarına bırakılamayacak kadar önemliydi. Bu sebeple de Türk halkı önemli bir karar alarak “Eğer batılılaşacaksak kendimiz yaparız.” deme cesaretini göstermiş ve devlet kontrolünde batılı bir okul inşa etmiştir. Yeni kurulan Galatasaray Lisesi, laik kimlikleri sebebiyle Fransız hükümeti ile işbirliği ederek müfredatını düzenlemiş ve yabancı öğretmenleri ülkemize davet etmiştir. Tarihçemiz bu kısmından itibaren günümüze intikal eden bir gelenekten ibarettir.

Öncelikle Galatasaray Lisesi’ni tercih edecek öğrenciler okulda eğitim hayatının kendilerine uygunluğundan emin olmalıdır. Çok dilli bir eğitim alınan okulda birinci yabancı dil olan Fransızca aynı zamanda matematik ve fen derslerinin de dilidir. Bu derslere giren öğretmenler, Fransa’dan Türkiye’ye yerleşen dolayısıyla Türkçe ve Türk müfredatına uyum sağlamada zorluklar yaşayan sözleşmeli öğretmenlerdir. Bu gerçeklikten haberdar olunmalı ve üniversiteye hazırlık sürecinde lise eğitiminiz ile MEB müfredatını senkronize etmelisiniz. İkinci olarak yabancı dil öğrenmeye istekli olmanız işinizi ciddi anlamda kolaylaştırır. Fransızcanın yanında İngilizce, İtalyanca ve tercih ederseniz Latince öğrenimi göreceksiniz. Lisenin akademik avantajlarından bahsedersek, diplomanız Fransız liseleri ile denk olacağından, Fransa ve İsviçre’deki üniversitelerden kolayca kabul görebilirsiniz. Ancak bunun içinbile C1 Fransızca derecesi ve iyi bir not ortalamasına sahip olmanız gerekir. Bunun yanında Galatasaray Üniversitesi’nin pek çok bölümüne iç sınav ile girme avantajınız var (ancak bazı bölümler üniversiteye geçiş sınavı ile gelenlere açıktır; örn. Hukuk Fakültesi).

Akademik hayatınızın yanında sosyal faaliyetler ve okul kulüpleri ile ilgilenmek isterseniz, Galatasaray Lisesi bu alanda benzer derecedeki okullardan çok daha üsttedir ki bu olgunun açıklanması gerekir. Okulumuzda gerçekleşen her türlü okullar arası ve iç faaliyet (festivaller, seminerler, konferans ve forumlar, turnuvalar, sanat galerileri) öğrenci grupları tarafından organize edilir ve süreç içinde yönetilir. Katılım dereceniz tamamen size kalmıştır, ancak hayata dair bu denli tecrübe kazanabileceğiniz bir alanı lise içinde bulmak paha biçilemez. Resmi yazışma ve üslup, kitle örgütleme, liderlik, iletişim vb. sosyal yeteneklerinizi geliştirebildiğiniz gibi, ilginizi çeken kültürel ve bedensel faaliyetlerde de başarılar elde edebilir, bu zevkinizi arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz. Çünkü okulumuzda sosyal faaliyetler geleneklere dayanır. Köklü kulüpler (bazıları 20 yıla kadar uzanır) sizden yaşça büyük “ağabey ve ablalarınızca” yönetilir ve sizler de okul hayatıyla kulüp faaliyetleri ile ilgili yılların birikimini devralarak gelecek kulüp başkanları olarak yetişirsiniz. Devraldığınız birikimi daha ileriye taşımak ve mektebinize katkıda bulunmak ise sizin çabanıza kalmıştır.

Son olarak da liseye geçiş sınavına girecek kardeşlerime tavsiyelerde bulunmak isterim. Adı SBS, TEOG ya da başka bir şey olsun, felsefesi her zaman aynıdır. Öncelikle rahat olun ve hayatınızdaki tek gerçeklik sınav olmasın. Sizi geliştiren faaliyetlere devam edin: kitap okuyun, resim çizin, bolca film izleyin. Sağlıklı beslenip, vücut ve aklınızı dinç tutun.

Unutmayın ki sizi asıl başarılı kılacak olan çözdüğünüz soru sayısı değildir. Çünkü neredeyse yarışa hırsla dahil olan her çocuk benzer şekilde çalışır. Sizi başarılı kılacak olan sizi farklı yapandır. Genel kültürünüz, açık algınız ile farklı kitap ve yazıları okursanız hiçbir soru sizi şaşırtamaz, çünkü aklınız tek bir kalıba indirgenmemiştir.

Bunun yanında prensipli olun. Kendinize uygun çalışmayı siz belirlersiniz ve sakın size baskı yapılmasına izin vermeyin. Ancak asla da kendinize verdiğiniz sözlere ihanet etmeyin.

Programınızı kendiniz ayarlayın ama ondan sapmayın. Kaç soru çözeceğiniz, ne zaman çözeceğiniz size kalmıştır, ancak kendinizi tarafsızca değerlendirip sürekli geleceği düşünün ki şimdinin büyüsüne kapılıp pişmanlıklar yaşamayın.

Aileniz ne olursa olsun yanınızda olacaktır. Ancak onlar da haklı olarak sizin geleceğiniz için kaygılıdır. Onlara güven verin ve aynı şekilde karşılık bekleyin. Sınavın sonucu ne olursa olsun önünüzde güzel bir tatil olacaktır ve telafi etmek için fırsatlar.

Yasal Uyarı: Her hakkı www.superergen.com’a ait olan özgün içerik, Fikir ve Sanat Eserleri ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. https://www.superergen.com adresine çalışır durumda link verilerek alıntı yapılabilir.