Yazan: Deniz Camcı * – 01.12.2021
Bu soruya farklı cevaplar verilebilir: Bilgi sanatı, cevapları değil soruları arama, bilgelik sevgisi… Hepsi olur tabii. Ben de kendi cevabımı vermek isterim:
Sürekli düşünüyoruz. Duyularımızla edindiğimiz verileri durmadan işleyen beyinlerimiz, şeyleri bir çeşit soyutlamayla birbirleriyle ilişkilendiriyor, kendine özgü modeller oluşturuyor. İşte bu modellere karşı saplantı geliştirmeye “felsefe” diyoruz. Bu saplantıyla beyninizi daha fazla ham veri ve önceden kurulmuş modelle besleyerek, modellerinizi zenginleştirebilir, modelleri modellerle ilişkilendirip metamodeller üretebilirsiniz. Tam bir çılgınlık anlayacağınız. Bir o kadar da büyülü.
FELSEFE NEREDEDİR?
Felsefe herkesin içindedir. Elbette bu saplantı, öznelerden dışarı da taşar. Eskiden modeller hararetli tartışmalara, kitaplara filan konu olmuş mesela. Şimdi artık saplantısının esiri olmuş her özne, internette kendi modellerini paylaşabilir, yeni modellerin peşine düşebilir. Müthiş bir kolaylık çağında yaşıyoruz gerçekten. Antik Yunan’da bu işler nasıl oluyordu aklım almıyor bazen.
NE ZAMAN FELSEFE?
Felsefenin zamanı olmaz. Bilgi aşkıyla yanıp tutuşmak zamanı aşar. Gece kan ter içinde uyanıp özgün bir model oluşturabilirsiniz ya da bakkaldan ekmek alırken bakkal hanımın size sorduğu soruyla büyük bir aydınlanma yaşayabilirsiniz. Felsefenin gecesi gündüzü, ayı mevsimi filan olmaz. Her an felsefe zamanıdır.
NEDEN FELSEFE?
Bu sorunun cevabı “çünkü” değil “maalesef”tir. Kendi kendini anlayan bir evrende saplantı maalesef kaçınılmazıdır. Olsun. Bunun pek çok pragmatik yanı da vardır. Hayatta kalmayı kolaylaştırır, partner bulmanıza yardımcı olur, sevginin eşlik ettiği derin ve sağlam sosyal bağlar kurmanıza yarar, varoluşun soğuk ve karanlık sessizliğiyle yüzleşmenizi sağlar.
FELSEFE NASIL?
Çok iyi değil. Felsefeyi yakından tanırım. Kendisiyle konuştum ve ailevi bazı problemler yaşıyormuş. “Rabbim herkese hayırlı evlat versin. Bunları doğuracağıma taş doğursaydım. Bilim denen züppe elimde avucumda ne varsa aldı, bir tek etiğim kaldı, ona bile çökebilir. Sanat’a en başta dedim SGK’lı bir işe gir çalış diye, dinlemedi, o çocuk da serseri oldu. Din’den bahsetmiyorum bile, kadir kıymet bilmez nankör, bayramlarda bile aramaz sormaz beni, bütün yaptıklarımı kendisinin yaptığını anlatıyormuş sağda solda. Şeytan görsün yüzünü.” diye isyan etti.
FELSEFE KİMDİR?
Felsefe benim, sensin, biziz. Hepimiz felsefeyiz. Saplantınızı güçlü tutun. Bilgiye aşık olun ve o sizi bıraksa da siz onu asla bırakmayın. Felsefeyle kalın efendim.
* Deniz Camcı, kişi. Zamanın durdurulamaz ilerleyişi karşısında entropiye teslim olmuş endişeli bir biyolojik yığın.
Yasal Uyarı: Her hakkı www.superergen.com’a ait olan özgün içerik, Fikir ve Sanat Eserleri ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. https://www.superergen.com adresine çalışır durumda link verilerek alıntı yapılabilir.