Yaşam

Havva’dan Sonra

Vüs’at O. Bener’in kısacık ama çarpıcı “Havva”sının öyküsü orada bitmedi. Diyarbakır’da Hantepe Eğitim Şehitleri İlköğretim Okulu’nda öğretmenlik yapan Murat Özyaşar bir gün dönüş yolunda bir kitapçıya uğrar ve daha önce hiç okumadığı bir yazarın, Vüs’at O. Bener’in kitabıyla evine döner. Kitaptan o kadar etkilenir ki, bu değerli yazarı 6. sınıftaki öğrencileri ile de tanıştırmak ister. Murat Öğretmen, hayalimizdeki edebiyat öğretmenlerinin gerçeği olmalı ki, çok güzel bir yolla yapar istediğini. Öğrencilerine önce Havva’yı okutur, sonra da birer mektup yazmalarını ister her birinden. Öyküdeki karakterlerden herhangi birinin ağzından bir mektup. 

Öğrenciler de öğretmenleri kadar pırıl pırıl olmalıdırlar ki, birbirinden ilginç ve duygulu mektuplar çıkar ortaya. Kimi Havva’nın ağzından yazmıştır, kimi annenin, kimi küçük kızın… Murat Öğretmen, mektupların hepsini bir zarfa koyar ve yazarın kendisine gönderir. O zamanlar 82 yaşına gelmiş olan Vüs’at O. Bener, okuduklarından çok etkilenir, çocukları ziyaret etmeye söz verir, ama ömrü yetmez. Yine de, iki yıl sonra mektuplar orijinal halleriyle bir kitapta toplanırlar; bir yandan da Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi’ndeki “Bir Usta, Bir Dünya: Vüs’at O. Bener” sergisinde sergilenirler.

İşte o mektuplardan bazıları;

Sevgili Kızım Havva,
Biliyor musun bilmiyorum ama yaşasaydın senin yaşamana en çok sevinen kişi ben olurdum. Yaşasaydın ilk önce seni doyacasına öper, koklardım. Sonra sana önceleri kötü davrandığım için özür dilerdim. Biliyorum affetmezdin ama benimkisi de bir umut.

Zozan Erdoğan

***

Sevgili Havva,
Bence evde sana hiç kimse önem vermiyordu. Tabii sen de kendi hakkını aramıyordun. Bunun için seni ve aileni suçlu buluyorum. Ve senin fakir olduğunu anladım. Çünkü ölmeden önce tek isteğinin baklava olduğundan dolayı. Seni çok iyi anlıyorum ve kimseye söylememeni tavsiye ediyorum. Seni seviyorum, kendine iyi bak.

Yağmur Güngör

***

Saygıdeğer Ailem,
Merhaba ben Havva. Size bu mektubu çok hızlı yazıyorum çünkü ömrüm yetmeyebilir. Öleceğim ama üvey kardeşim süslü kağıtlarını aldım diye bana yine kızacak. Ben size biraz da kırıldım. Çünkü siz son günlerimde bile benim özgürlüğümü kısıtlıyorsunuz. Yine de ben öldükten sonra kendinizi suçlamayın. Siz bana öz olmasa da bir aile oldunuz. Gerektiğinde sevip, gerektiğinde dövdünüz.

Merve Karaalp

***

Sevgili kızım Havva,
O ailede tutsak ve mutsuz olduğunu biliyorum. Halıdaki kuşu kesmen senin bir gün özgür olup uçmanın bir özlemidir. Ölmeden önce son istediğin şey benim yaramı deldi, derdime dert kattı, umutsuzluğuma umutsuzluk ekledi.

Baransel Atiktığ

***

Sevgili Havva’nın Ailesine,
Bu mektubu niçin yazdığımı belki de anlamışsınızdır. Havva ölmeden önce bir isteği vardı. O isteği baklavaydı.

Baran Seviş

***

Yasal Uyarı: Her hakkı www.superergen.com’a ait olan özgün içerik, Fikir ve Sanat Eserleri ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. https://www.superergen.com adresine çalışır durumda link verilerek alıntı yapılabilir.