Okul Yaşamı

Sınav Dosyası 1 – Sınav Gerekli midir?

Yazan: Sibel Şensu – 16 Mayıs 2017

Çocuklarımız, küçücük sınıflardan itibaren “sınav” kavramı ile tanışıyorlar. Önceleri onlara oyunun bir parçası gibi gelse de giderek bunun yaşamlarında ciddi bir sorumluluk ve taşıdıkları önemli bir yük olduğunu hissediyorlar. 

Yıl boyunca girdikleri irili ufaklı sınavlar bir yana, 12 – 13 yaşlarına geldiklerinde, liseye geçiş maratonu başlıyor. Tam “bitti” derken, sadece bir iki yıl eğlenme molasından sonra, bu kez yüksek öğretime geçiş derdi başlıyor ki, bu daha da sıkıntı verici bir telaş oluyor onlara. Sıkı çalışıyorlar, heyecan verici sınav günleri yaşıyorlar ve ardından gergin bir bekleyiş geliyor, sonuçlara kadar. Ne yazık ki, üniversiteye girmek, sınavların bittiği anlamına gelmiyor. Tekrar ve tekrar karşısına çıkıyor insanın, bu sınav belası!

Tüm bu strese gerçekten gerek var mı? Neden “sınav” diye bir düzenleme icat edilmiş? Öğrenciler sadece derslere girip çıksalar ve arada da verilen ödevleri, projeleri yapsalar yetmez mi? Şu anda kulağa absürd gelen bu sorular, aslında dünyanın farklı yerlerindeki eğitimcilerin sürekli sordukları ve tartıştıkları konular. Sonuçta, şimdilik yaygın kabul gören yaklaşım, sınavların gerekli olduğu ve devam etmesi gerektiği yönünde. Onun yerine konacak daha iyi bir sistem geliştirilememiş henüz.

Sınavın gerekliliğini savunanlar, bakın nasıl gerekçelerle galip geliyorlar;

  • Sınav, adil bir ölçme ve değerlendirme sistemidir. Belli bir müfredat dahilinde anlatılan konuların ne kadar öğrenildiğinin anlaşılması için sınav yapmak gereklidir. Ancak yapılan sınavın adil olabilmesi ve katılanları en tarafsız şekilde değerlendirebilmesi şarttır. İşte teste dayalı sınavların yararı budur. “Klasik” tarzda yapılan ve öğrencinin anlatarak yanıtlayacağı sorular içeren sınavlar, eşit ve adil değerlendirme fırsatı vermeyebilir. Buna karşın, o tür sınavlar, öğrencinin bilgi derinliğini daha iyi gösterebilir. Bazı derslerde öğretilenin özellikle anlatılması ya da sorulan soru hakkında yoruma dayalı yanıtlar verilmesi gerekir. Örneğin, tarih öğretmeni, öğrencilerinin 1600’lü yıllarda dünyanın farklı bölgelerinde ne gibi değişiklikler olduğunu karşılaştırmalı olarak anlatmasını isteyebilir. Ya da matematik öğretmeni, problemin sadece sonucunu değil, çözüm yolunu da görmeyi gerekli görebilir. O zaman “klasik” sınavlar yapılması tercih edilir.Ancak çok sayıda kişinin kısa sürede değerlendirilmesi gerektiğinde teste dayalı sınav yapmaktan başka çare – henüz – yoktur.
  • Sınav, öğrencinin kendini sınaması için de yararlı bir uygulamadır. Zaten en iyi çalışma yöntemlerinden biri, öğrencinin kendi kendisine sorular çözmesi, kendisine bir çeşit sınav uygulamasıdır. Gerçekten de bilinçli bir öğrenci, sınavlar sayesinde konuyu ne kadar öğrenmiş olduğunu ve nerelerde yetersiz kaldığını anlayabilir.
  • Sınav sayesinde öğretmen kendi performansını da değerlendirebilir. Sorduğu sorulara aldığı yanıtlar ile öğretmen, kendi anlatma, öğretme düzeyini ve sınıfa ne kadar ulaşabildiğini anlar. Bu anlamda, öğretmenin kendisi de sınavdan yararlanmaktadır.

2017 verilerine göre 8. sınıfların girdiği TEOG sınavına 1 milyonun üzerinde ve lise son sınıfta girilen Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na 2 milyonun üzerinde öğrenci katıldı. Bu kadar büyük sayıda öğrencinin bilgi birikimini olabildiğince adil şekilde ve kısa sürede değerlendirmek için şimdilik teste dayalı devasa bir sınav uygulanması tercih ediliyor. 

Eğitimciler, bu ve benzeri sistemlerin avantajları ve dezavantajları hakkında derin tartışmalar yapabilirler ve umarız ki, daha da adil ve kullanışlı sistemleri uygulamaya koyabilirler. O zamana kadar sınavların yararlarına odaklanarak ve sınav kaygısını olabildiğince hafifleterek bu zorlu süreçleri atlatabilmenizi dileriz.

Yasal Uyarı: Her hakkı www.superergen.com’a ait olan özgün içerik, Fikir ve Sanat Eserleri ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. https://www.superergen.com adresine çalışır durumda link verilerek alıntı yapılabilir.