Kültür, Sanat, Spor

Tokyo 2020’de iki gencimiz tarih yazdı; Mete ve Buse Naz’ın gurur verici altın öyküsü

2020’de Japonya’nın başkenti Tokyo’da yapılması gereken 32. Yaz Olimpiyat Oyunları, COVID-19 salgını nedeni ile 2021 yazında, 23 Temmuz – 8 Ağustos tarihlerinde, 205 ülkenin katılımı ile gerçekleştirildi. 5000’i kadın olmak üzere 11000 sporcu 46 dalda yarıştı. 108 sporcumuzun ter döktüğü Tokyo 2020’de, 13 madalya kazanarak Olimpiyat tarihimizin en fazla sayıda madalyasını elde ettik. Milli sporcularımız Tokyo 2020’de okçuluk, boks, cimnastik, karate, tekvando ve güreş olmak üzere 13 branşta madalya kazandı. 

Okçulukta 22 yaşındaki sporcumuz Mete Gazoz, boksta 23 yaşındaki sporcumuz Busenaz Sürmeneli altın madalyaya ulaşarak hepimiz için tarifsiz bir gurur ve mutluluk kaynağı oldular.

Buse Naz Çakıroğlu boksta gümüş, Ferhat Arıcan cimnastikte paralel aletinde bronz, Taha Akgül, Rıza Kayaalp ve Yasemin Adar güreşte bronz madalya kazandılar. Karatede Eray Şamdan gümüş, Uğur Aktaş, Ali Sofuoğlu ve Merve Çoban bronz madalya ile döndüler. Hatice Kübra İlgün ve Hakan Reçber taekwondoda bronz madalya sahibi oldular.

Önümüzdeki yıllarda adlarını daha da çok duyacağımız bu pırıl pırıl gençleri,  onların yetişmelerine katkıda bulunan ekibi ve destek olan ailelerini tebrik ederiz.

Bu yazımızı Mete’ye bir sonraki yazımızı Buse Naz’a ayırdık.

Olimpiyat şampiyonu milli okçu Mete Gazoz, “Bu altın madalya son değil, büyük bir başlangıç” diyor. Mete, 1999’da İstanbul’da doğmuş. Babası Metin Gazoz İstanbul Okçuluk ve Gençlik Spor Kulübü Kurucusu ve Milli Takım Antrenörü. Annesi Meral Gazoz  İstanbul Okçuluk Kulübü başkanı. Kızkardeşi de okçuluk sporu ile yakından ilgileniyor. Metin Gazoz, Mete’nin başarısı ile ilgili şöyle demiş: “Mete 3 yaşından beri yayı çekiyor, 5 yaşından beri ok atıyor. 2012’den beri milli takım çalışmalarına başladılar, Rio’dan sonra daha da yoğun çalıştı. Senede yeri geldi 20 gün görüştük. Yoğun çalışmaktan kız kardeşini bile fazla göremedi, en son gördüğünde, ‘Bayağı büyümüş’ dedi. Çok büyük bir özveri var.” Çocukluğunda el koordinasyonu için piyano, koordinasyona katkısı için basketbol, görme ve dikkat yeteneğini geliştirmek için resim ve omuz gelişimi için yüzme ile bilinçli olarak tanıştırılmış. Programlı ve disiplinli çalışmasının meyvelerini toplayan Mete, adım adım hedefine ilerlerken 2016 Avrupa Okçuluk Şampiyonası’nda gümüş madalya ve Berlin’de yapılan Okçuluk Dünya Kupası 4. ayak yarışmalarında altın madalya kazanmış. Dünya Okçuluk Federasyonu (WA) tarafından düzenlenen oylamada erkekler klasik yayda 2018’in en iyi sporcusu seçilmiş ve şimdi de dünya şampiyonu.

Mete’nin bu muhteşem başarı öyküsü bir yana, onu izlemek ve dinlemek gerçekten çok keyif veriyor. Çünkü çok düzgün, sade, içten ve sevimli. Bu büyük başarının sarhoşluğu içinde olmaması, olgunluğunu, alçakgönüllülüğünü ve açık sözlülüğünü devam ettirmesi hepimizin gönlünü fethetti.  Mete’yi bütün ergenlerin izlemesini ve başarı hikayesini dinlemesini isteriz. Bir çok gence ilham vereceği ve rol model olacağı çok açık. Mete’nin “bir spor dalında yetenekli ama mutlu olmayan ergen ne yapmalıdır?” sorusuna verdiği yanıtla bitirelim; “Bir sporda çok yetenekli olmak başarılı olacağınızı göstermez. Onu sevip sevmediğiniz daha önemli bir kriterdir. Yetenek bir yere getirir ama asıl öne geçiren sıkı çalışmaktır. Seven insan çok çalışır.”

Söyleşinin tamamını merak ederseniz şu adrese bakınız; https://www.youtube.com/watch?v=9GD8LNcwAV8

Yolun aydınlık olsun Mete. Seni, hayalindeki madalyalarla dönerken görmek için can atıyoruz.

KAYNAKLAR:

www.olimpiyatkomitesi.org.tr

olympics.com/tokyo-2020/en/

Yasal Uyarı: Her hakkı www.superergen.com’a ait olan özgün içerik, Fikir ve Sanat Eserleri ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. https://www.superergen.com adresine çalışır durumda link verilerek alıntı yapılabilir.